Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
Kendimiz huzur içinde sevdiklerimizle beraber barış içinde yaşarken yanıbaşımızda yaşananlara kayıtsız kalamıyız. 13 yıldır vatan hasretiyle yürekleri kavrulan Suriyeli muhacirlere bir lokma ekmek bulamadığı için anasının kucağında son nefesini veren Somalili, Sudanlı, Yemenli çocuklara. Tam 76 senedir yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, gözardı edemeyiz. Ne mutlu kalplerinde hiçbir ayrım yapmayan mazlumlara yer açabilenlere diyorum. Ne mutlu karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek infak edenlere diyorum.
“Yurt içi iyilik ödüllerini kazananları tebrik ediyorum”
Diyanet Vakfımız Uluslararası İyilik Ödülleri marifetiyle şefkat ve yardımlaşma sancağını ülkemizin dört bir yanında yüceltiyor. Hepimizin içini ısıtan güzel örnekler iyiliğin, dürüstlüğün ve merhametin evrensel olduğunu, sınır tanımadığını, dil, ırk, renk mezhep ayırt etmediğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Yurt içi iyilik ödüllerini kazanan İbrahim Taşdemir, Ahmet Seferoğlu, Turgut Kılıç ve Necmettin Erbakan Akyüz kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Yurt içi vefa ödülümüzü merhum Ömer Faruk Bilgili hocamız adına veriyoruz. Vefa ödülünü kazanan kardeşlerimi tebrik ediyor. 30 yılı aşan Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde önemli görevler ifa etmiş Hatay İl Müftüsü Ömer Faruk Bilgili hocamızı burada rahmetle yâdediyorum.
“Çalışmalarınızın daim olmasını diliyorum”
Etrafımızı kuşatan onca acı, kötülük, zulme, mazlumların gökyüzünü çınlatan onca feryadına rağmen dünya halen ayakta ise sebebi iyi, güzel insanların, sizin gibi iyiliksever insanların varlığıdır. Depremde gerektiğinde canını tehlikeye atan, bir ihtiyaç sahibine ulaşmak için kendini paralayan, hakkı ve adaleti savunmak için her türlü riski göze alan Kur’an’ın nuruyla aydınlanan nesillerin yetişmesi için gayret eden, yetimlere, öksüzlere ve hatta kuşlara el uzatan yüce yürekli insanların eksikliğini Rabbim bize hissettirmesin diyorum.
“Unutulan soykırom tekrarlanır”
Merhum Aliya İzzetbegoviç soykırım için ‘Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın; çünkü unutulan soykırım tekrarlanır’ demişti. Merhum Aliya’nın dikkat çektiği acı gerçeğe maalesef Gazze’de hep birlikte şahit oluyoruz. 7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk katledildi, 35 bin kişi şehit edildi, Gazze’nin neredeyse tamamı enkaza döndü.
“Kimse bizim aklımızla alay etmesin”
Gazze’yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler. Küvezdeki bebekleri öldürecek, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldırılacak, masum sivillerin tepesine bomba yağdıracak kadar insanlıklarını kaybettiler. Tüm bunlara yıllardır bize insanlık dersi verenlerin koşulsuz desteğiyle yaptılar. Kimse bizim aklımızla alay etmesin, gözümüzün içine bakarak yalan söylemesin.
“İsrail gerçek niyetini ortaya koydu”
Gazze’de oluk oluk akan kanda en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askeri destek sağlayanların da vebali vardır. Sanmayın ki, Gazze’de ölen biçarelerin ahı bunları tutmayacak! Sanmayın zalimlerin yaptıkları yanlarına kâr kalacak! Asla, Gazze’deki kan işgalcilerin alnına yapımıştır. Hamas önceki hafta ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladı. Ancak İsrail uzlaşmaz tavrını sürdürdü. İsrail yönetimi bununla da yetinmedi.
Sivillerin son sığınağı olan Refah’a saldırarak gerçek niyetini ortaya koydu. Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netenyahu’nun arkasında durdukça Filistin’de katliamların önüne geçilemez. Netanyahu siyasi ömrünü uzatmak için antisemitizmi körüklüyor, kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atıyor. Böyle devam ederse dünyamız yeni çatışmalara gebedir. İran’la geçen hafta yaşanan gerilim bunun sadece işaretiydi.
“Soykırımcılar adalete hesap vermelidir”
İsrail yönetiminin daha fazla kan dökülmeden, daha fazla çocuk, kadın ölmeden insanlığa dair umutlar kaybolmadan bir an önce durdurulması gerekiyor. Katliamın durdurulması ilk adımdır, soykırımcıların adalete hesap vermesi sağlanmalıdır. Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan budur. İsrail Nekbe’den beri 76 yıldır kan döküyor, can alıyor. Filistin halkının topraklarını alenen gasp ediyor. Uluslararası hukuku tanımadığını her defasında açıkça gösteriyor.
“Soykırım davasına müdahil olacağız”
Batılı güçler ve uluslararası sistem tarafından el üstünde tutulmaya, korunmaya devam ediyor. 150 gazeteciyi öldüren ülke güya basın özgürlüğü sıralamasında bölgede birçok ülkeden üst sıralarda yer alabiliyor. Bunun gibi İsrail’i kayıran pekçok çifte standartla karşılaşıyoruz. Gazze ve Filistin’de işlenen insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için her türlü çabayı gösteriyoruz. İsrail aleyhine soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık.
“İnsani yardımların toplamı 54 milyonu geçti”
İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair elimizdeki bilgi ve belgeleri muhataplarımıza iletiyoruz. Türkiye Filistin halkının ve doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistinli direnişçilerinin yanındadır. Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 54 milyonu geçti.
“İthalat ve ihracat işlemini geçen ay durdurduk”
İsrail ile olan ithalat ve ihracat işlemini geçen ay tamamen durdurduk. İsrail’i ateşkese zorlamak için dost ve kardeş ülkeler nezdinde diplomatik temaslarımızı artırdık. Yabancı liderlerle yaptığımız görüşmelerin vazgeçilmez gündem maddesi Filistin devletinin tanınması ve katliamların durmasıdır. Uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz.
“Zulme ve zalime asla boyun eğmediler”
Filistinli kardeşlerimiz tüm imkansızlıklara rağmen verdikleri mücadeleyle dik ve dirayetli duruşlarıyla insanlığın yüzakı oldular. 229 gündür uyguladığı soykırıma rağmen İsrail yönetimi Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi. Filistinliler yaralandılar, öldürüldüler, sürüldüler, göçe zorlandılar, açlıkla, susuzlukla sınandılar. Öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler. İşkencenin her türlüsüne mazur bırakıldılar. Ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler. Halen de devam ediyorlar. Buradan Gazze’nin ve Ramallah’ın yiğit evlatlarını ülkem ve milletim adına bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.